iPhone geliştirilme sürecini hızlandıran önemli iki neden vardı. Birinicisi RIAA (Amerika Kayıt Endüstrisi Birliği) 1999 yılında P2P ağlarını ücretsiz müzik paylaşımı nedeni ile dava etmeye başmıştı. En büyük davada kuşkusuz o dönemin en büyük P2P paylaşım ağı olan Napster’a karşı açılmıştı. Diğer bir taraftan çıtayı yükselten RIAA kullanıcıları da dava etmeye başlayacağını açıkladı ve 2003 yıllına geldiğimizde Napster mahkeme karıyla kapatıldı. Yine aynı RIAA kullanıcalara yönelik ilk davaları açmaya başladı. Bu kaotik ortamda Apple, iki tarafın ortak çıkarını gözetecek bir çözüm üzerinde çalışmaya başladı ve endüstrinin büyük oyuncuları ile ön görüşmelere başladı.
“BİZİM İNANCIMIZA GÖRE PAZARLAMA VE ÜRÜN BİRLEŞTİ. TÜKETİCİ ÜRÜN VE PAZARLAMA DENEYİMİNİ BİR BİRİNDEN AYIRMIYOR.”
—Ajaz Ahmed
Apple, iTunes Store ile yeni bir iş modeli geliştirdi (konu ile ilgili “Pazarlama Nedir” adlı yazımda detayları vardır). Aslında bu model bir kazan kazan formülüydü. Müzik firmaları ve müzisyenler, kullanıcıları ortalama 1-2 hit parçanın olduğu gerisi vasat parçalardan oluşan 10 parçalık albümü almaya mecbur ediyordu. Fiziki olarak albümün başına bir şey gelirse kullanıcının bütün sahipliği son buluyordu. Ayrıca, kullanıcı dijital bağlamda ise bir albümü yalnızca bir cihaza kopyalayabiliyordu. Bu telif sistemi tamamen müzik firmaları ve sanatçıların lehine işleyen bir sistemdi ve bu sistemin mağduru olan kullanıcılar internet teknolojisinin nimetlerin faydalanıp bu parçaları ücretsiz edinmeye başlamıştı. Burada RIAA devreye girmiş ve büyük davalar açıp eski sistemin devamı için ayak diremeye başlamıştı. Apple ise yeni bir paradigma geliştirmişti. Albümün tamamı yerine yalnızca bir eser alınabilecekti bu da bir albümün fiyatını teorik olarak % 80 ucuzlatacaktı ve parçayı satın alan kullanıcı o parçayı kendine ait bütün cihazlarda kullanabilecekti hem de bir ömür boyunca… Bu yeni iş modeli ilk başta direnç ile karşılaşsa da zaman ile kabul gördü. Özetle bilinenin aksine Apple’ın iPhone’dan önceki en büyük başarısı aslında iPod değil iTunes Store’du.
2003 yılında ise iTunes Music Store’un kapılarını açtı. iTunes ile müzik pazarını ve onun gelir modelini yeniden şekillendiren Apple bu hizmetin somut uzantısı olarak aynı yıl iPod’un 3. neslini kullanıcıların beğenisine sundu. Böylece elimizde yeni bir lisanlama ve bunu destekleyen bir cihaz vardı. Apple bu hibrit hizmet ve ürün stratejisi ile büyük bir başarı elde etti. Lansman haftası 1 milyon müzik parçası satan iTunes Store’un iş modeli kullanıcılar tarafından da benimsendi.
Steve Jobs ve ekibi aynı yıl bu deneyimi tabletlere taşımak için kolları sıvadı. Elde etikleri geliri Project Purple adlı operasyona aktardılar. Bu operasyonda 1000 AR-GE mühendisi çalıştı ve amaçları ise gerek yazılım ve gerekse donanım açısından yepyeni bir kullanıcı deneyimi yaratmaktı.
iTunes Store başarısının ardından Apple, Motorola ile beraber bir cep telefonu geliştirmeye başladı. Daha sonra adı Motorola ROKR olacak cihaz ilk iTunes Store destekli telefon olarak kayıtlara geçti. Motorola ROKR’un geliştirilme sürecinde Apple yönetimi kullanıcı arayüzüne ve cihazın tasarımına itiraz etti ama Motorola, Apple’dan yalnızca iTunes’un ROKR’a entegre etmesini istiyordu ve daha fazla işbirliğine yanaşmıyordu. O dönemin en büyük ikinci telefon üretici Motorala’nın dediği oldu.
“FOKUS GRUPLAR İLE ÜRÜN TASARLAMAK GERÇEKTEN ZORDUR. İNSANLAR, ÇOĞU ZAMAN ÜRÜNÜ ONLARA GÖSTERENE KADAR NE İSTEDİKLERİNİ BİLMEZLER.”
—Steve Jobs
iPhone geliştirilme sürecini hızlandıran ikinci neden ise Motorola’nın tutumudur. Bu kötü ortaklık sürecinde Apple yönetimi devam eden Project Purple’ın amacını tabletten telefona revize etti. Tablet pazarından daha büyük bir pazarın kokusunu alan yönetim aslında yapmaları gerekenin multimedya kapasitesi ve kullanıcı arayüzü geliştirilmiş bir telefon olacağına karar verdi. Diğer bir taraftan iTunes + iPod sayesinde Apple’ın 2004 yılında pazar değeri iki kat artarak 14 milyar dolara ulaştı.
2005 yılında Apple’ın özel bir etkinliğinde Motorola ROKR bizzat Steve Jobs tarafında tanıtıldı ve piyasa sunulan bu cihaz bir hayal kırıklığı oldu! Tek başına iTunes bile bir ürünü kurtaramazdı, çünkü ürününde en az iTunes kadar iyi olması gerekiyordu. Ürüne verilen iTunes desteği 1 yıl sonra geri çekildi.
4 yıl boyunca 1000 AR-GE mühendisi ile yürütülen ve toplamda $2,678,000,000 yatırım yapılan projenin meyvesi olarak ilk iPhone 2007’de pazara sunuldu. Bu sırada pazarda ilk kapasitif dokunmatik telefon LG Prada var, diğer taraftan MS Windows tabanlı HP iPAQ var. Bu telefonlardan hiçbiri iPhone ile gelen yepyeni bir işletim sistemi ve kullanıcı deneyimine sahip değillerdi. İlk iPhone SMS bile gönderemiyordu ama yep yeni bir kullanım deneyimi sunuyordu. Dokunmatik ekrandan tuşlara dokunmaktan ziyade özel kombinasyonlar ve dokunuşlar ile farklı bir deneyim sunuyordu. Tasarım açısından ise minimal bir cihaz ortaya koyan Apple kullanıcı beklentilerini karşılamayı başarmıştı. Apple 6.1 milyon ünite iPhone 1 satışı yaptı. 2007 yılının sonunda şirketin pazar değerlemesi %100 üzerinde artarak 111.9 milyar dolara ulaştı.
“BASİT, KARMAŞIKTAN ZOR OLABİLİR. BASİTLEŞTİRMEK İÇİN, DÜŞÜNCELERİNİZİ TEMİZLEMEK İÇİN ÇOK SIKI ÇALIŞMALISINIZ. AMA BUNA DEĞER, ÇÜNKÜ ONA ULAŞTIĞINIZDA, DAĞLARI BİLE YERİNDEN OYNATABİLİRSİNİZ.”
—Steve Jobs
Bugün üretilen iPhone 6S’in ile iPhone 1’in temelde tasarımı aynıdır. Bu 11 yıllık süreçte mevcut ürünü mükemmelleştirmek için AR-GE çalışmalarına ve şirket satın (52 firma 2005-2015 ) almalarına devam eden Apple muhtemelen bir sonraki versiyonda telefonu biraz daha inceltmek için TRS Konnektörü‘ne (kulaklık girişi) yer vermeyecek. Aldığı patentlerden de yakında ekranın herhangi bir yerinden parmak izi okuma yapacak olan iPhone’da home tuşu da olmayacak. Diğer bir taraftan 2007’den bugüne 700 milyonun üstünde iPhone satıldı. Bugün bir arzu nesnesine ve statü sembolüne dönüşen iPhone için böbreğini satanlar bile var!
iPhone’un başarısının sırrı doğru zamanda oyun değiştirici ürünü, yazılımı ve hizmeti entegre olarak pazara sunmak ama herşeyden önemlisi mükemmele ulaşmak için ortaya konan sabır ve öz kaynaktır.
“İNSANLAR ONLARA NE SÖYLEDİĞİNİZİ UNUTABİLİRLER. İNSANLAR ONLARA NE YAPTIĞINIZI DA UNUTABİLİRLER. AMA İNSANLAR, ONLARA KENDİLERİNİ NASIL HİSSETTİRDİĞİNİZİ ASLA UNUTMAZLAR.”
—Maya Angelou
Not: İçerikte kaynaklar ilgili cümlelere link olarak verilmiştir.
1 Comment
[…] yeni uygulamalar yaratmak için kullanılmasıdır. Bu alanda deha detaylı bir okuma için “Bir iPhone Geliştirmek” ve “Geleceği Tasarlamak: Tesla Motors“adlı yazılarımı […]