Zaha Hadid
Tasarımın marka inşasında önemi kuşkusuz yadsınamaz. Bugün dünyanın en önemli markaları tasarım ile farklılaşmış durumdalar ve Ar-Ge yatırımlarının hatırı sayılır bir oranı da tasarıma harcanır. Bu bağlamda marka olmak için ürünün iletişim dilinden önce tasarımının rakiplerinden farklılaşmış olması gerekiyor. Bu bir çok sektörde önemlidir ama mobilya sektöründe can alıcı bir öneme sahiptir. Örneğin yıllarca kullanacağınız bir mobilyayı satın alırken temelde bütçenize uygun ürünler içinden zevkinize en uygun tasarıma sahip olan ürünü satın alırsınız. Burada bütçe ikinci derecede belirleyicidir; çünkü tüketici mevcut bütçesine uygun bir ürünü hemen satın almaz. Bütçe genelde esnek alabilir ama tüketicinin uzun yıllar kullanacağı ürünle duygusal bir bağ kurması gerektiğinden bütün alternatifleri inceleyip kendine en yakın hissettiği ürünü satın alır. Yani asıl belirleyici ve zaman harcanan süreçte bu süreçtir. Marka inşasında tasarım bu kadar önemliyken Türkiye’de mutfak mobilyası sektöründe bu göz ardı ediliyor. Yaptığım incelemelerde ülkemizdeki mevcut mutfak mobilyası markaları bu açıdan sınıfta kalıyor hiçbiri dünya markası olma vizyonuna sahip değildir. Daha çok yerel marka olma yolunda adımlar atıyor. Çünkü pazarın önemli oyuncuları kendi tasarımlarını üretmiyorlar genelde yurtdışında kendini kanıtlamış markaların tasarımlarını özel anlaşmalar ile Türkiye’de üretip satıyorlar.
Sektöre baktığımızda ise sektörün büyüklüğü azımsanmayacak bir büyüklükte 2009 verilerine göre 3 milyar TL dolayında bir ciro gerçekleşmiş. Yerel markaların pazar payı ise %15-20 arasında pazarı domine edenler ise marangoz atölyeleri ve atölye irisi firmalar. Bunun en önemli nedeni de sektörün marka algısının zayıf olması.
Tüketici davranışları ile ilgili bir araştırmaya göre hanelerin % 44’ünde mutfak mobilyası alışverişlerinde marka ve model kararını eşleri ile birlikte, % 32’sinde kadınları tek başına veriyor. Hanelerin % 42’si mutfak mobilyası alışverişi için daha önceden alışveriş yaptıkları bayiye gidip satın alırken, % 27’si değişik markaların bayilerini ve gezdikten sonra alım yapacağı markaya karar veriyor. Mutfak mobilyası kategorisinde ‘fiyat’ ve ‘ürün kalitesi’ marka kararı verilmesinde en önemli faktörler olarak öne çıkıyor, sonrasında ise bilinen bir marka olmasına önem veriliyor. Son yıllarda artan yapı marketlerin bayiden sonra en çok tercih edilen alım yeri olması ve ısmarlama iş yapan mobilyacılardan daha çok tercih edilmesi dikkat çekiyor. Hanelerin yüzde 68’i mutfak mobilyası alışverişi için markaların bayisine veya yetkili satıcısına gitmeyi tercih ederken, yüzde 15’i yapı marketlere, yüzde 9’u ise ısmarlama iş yapan yerleri tercih ediyor. Ancak asıl belirleyici olan yeni yapılar için yapılan taahhütlü satışlar ve bu satışların çoğunu yukarda belirtiğim gibi marangoz ve marangoz irisi atölyeler tarafından karşılanıyor.
Rekabetin görece az olduğu Mutfak Mobilyası Sektöründe MÜDER Üyesi 35 firma bulunmakta ve bunlardan yalnızca 11’inin Showroom adedi 5’in üstünde. Aşağıda detaylı olarak hangi markanın nereden tasarımları alıp ürettiklerinin listesi de mevcut. Diğer markalar ise kendi tasarımlarını üretmekteler ama bu tasarımlar genelde yurtdışı fuarlarda trendleri takip edip bu tasarımları yerelleştirmeden öteye geçemiyor.
İtalyan markası Seneidore Gruba bağlı Regina ile yaptığı anlaşma ile mutfak tasarımlarını ithal ediyor. İthal tasarımları kendi tesislerinde üretiyor.
Eczacıbaşı grubuna bağlı bir marka. Bir kaç yıl önce Alman Bulthaup markasıyla yaptıkları anlaşma ile iddialı mutfak tasarımlarını ithal ediyor. kendi tesislerinde imal ediyor.
Bau-For-Mat Alman Mutfak Mobilya firmasının tasarımlarını ve kendi tasarımlarının imalatını ve satışını yapmaktalar.
Pininfarina
Philippe Starck
Dünya markalarına baktığımızda ise yaşayan en iyi mimarlardan Zaha Hadid’de fütüristtik Z ada tasarlatan Ernestomeda bu adayı Milan fuarında sergiledi ve büyük sükse yaptı bu süksenin yanında milyonlarca dolarlık bir basın yansıması elde etti. Diğer bir örnek Philippe Starck oda yine Alman Warendorf Için minimalist bir mutfak tasarladı ve diğer Starck çalışmalrı gibi o da büyük ses getirdi. Başka bir örnek ise Seneidore oda her yıl Pininfarina’ya bir kaç mutfak tasarlatıyor. Pininfarina bir çok Ferrari ve Maserati otomobilin tasarımını yapan tasarım ofisi olduğunu belirtmekte fayda var. Bu açıdan baktığımızda dünya markası olmak için çok iyi bir tasarım birimine sahip olmanın dışında dünyaca ünlü tasarımcılarda da güç almak gerektiğinin farkındalar ve bu doğrultuda çalışmalar yapıyorlar. Yapılan çalışmalar uluslarası tasarım yarışmalarından ödüller alıp bunun gerektiği gibi PR ve tanıtımını yapıyorlar. En önemlisi farklılaşıp konumlandırmalarını destekliyorlar. Ülkemizden uluslararası marka çıkması bu gidişle zor görünüyor.
Marka ve markalaşma ilgiliyseniz bu alandaki diğer yazılarımı da okuyabilirsiniz:
2 Comments
Türkiyede çoğu sektörde olduğu gibi mobilya sektöründede esnaflık mantığı ön planda.Kurumlar kendilerini riske atmadan kafa yormadan kısa yoldan para kazanmak için yabancı markaları satmayı tercih ediyorlar.Bugün bir türk otomobil markasının olmamasının sebebi de bundandır.Yukarıdada yazıldığı gibi tasarımın önemini çok önceden kavramışlar ama bizim ülkemizde tasarım, arge, gibi kavramların önemi hala bilinememektedir ve fazladan masraf olarak görülmektedir.ne yazıkki bu sebeplerden dolayı hep takip eden oluyoruz.umarım ilerleyen yıllarda önemi anlaşılır.
üzülerek ben de bütün yazdıklarınıza katılıyorum. Bizde esnaf mantığı var, bir markanın distribütörü olma kolaycılığında herkes. Biz ne zaman girişimciler yetiştirirsek o zaman dünya markaları çıkarırız.